net defter değeri nasıl hesaplanır / Mühendisler Dünyası

Net Defter Değeri Nasıl Hesaplanır

net defter değeri nasıl hesaplanır

Резервное размещение материалов: seafoodplus.info Алфавитный указатель рубрик

—Bir konuda &#;ehit verilmi&#; olmas&#;, o konunun do&#;rulu&#;u için bir&#;ey kan&#;tlamaktan öylesine uzakt&#;r ki, herhangi bir &#;ehidin herhangi bir zaman do&#;ruluk ile herhangi bir al&#;&#;veri&#;i oldu&#;unu yads&#;mak geliyor içimden. Bir &#;ehidin do&#;ru sayd&#;klar&#;n&#; dünyan&#;n kafas&#;na vuru&#; biçimi bile öylesine dü&#;ük bir zihinsel dürüstlük düzeyi, «do&#;ruluk» sorunu konusunda öylesine bir güdüklük dilegetirir ki, ki&#;inin bir &#;ehidin söyledi&#;inin yanl&#;&#; oldu&#;unu kan&#;tlamas&#; bile gerekmez. Do&#;ruluk, birinin sahip oldu&#;u ve bir ba&#;kas&#;n&#;n da sahibi olmad&#;&#;&#; bir&#;ey de&#;ildir : do&#;ruluk konusunda olsa olsa köylüler ya da Luther türü köylü havarileri böyle dü&#;ünebilir. &#;undan emin olunabilir ki, tinsel konulardaki vicdan düzeyi ne denli yüksekse, bu konulardaki alçakgönüllülük, gönüllülük, o denli büyük olacakt&#;r. Be&#; &#;ey bilmek, ve nazik bir biçimde, ba&#;ka &#;eylerin bilgisini geri çevirmek. «Do&#;ruluk», bu sözcü&#;ün, her peygamberin, her mezhepçinin, her özgür tinlinin, her sosyalistin, her kilise adam&#;n&#;n anlad&#;&#;&#; anlam&#;yla, küçük, en küçük bir do&#;runun bulunmas&#; için bile gerekli tinsel yeti&#;me ve kendini a&#;man&#;n daha ba&#;lang&#;c&#;nda olunmad&#;&#;&#;n&#;n tam bir kan&#;t&#;d&#;r. —&#;ehit olarak ölmek, arada söyleyelim, tarih için büyük bir &#;anss&#;zl&#;k olmu&#;tur: bu, ba&#;tan ç&#;karm&#;&#;t&#;r. Bütün ahmaklar&#;n, bu arada kad&#;nlar&#;n ve halk&#;n da ç&#;kard&#;&#;&#; sonuç; birisi onun u&#;runa öldü diye (ya da, hatta, ilk Hristiyanl&#;ktaki gibi ölüme susam&#;&#;l&#;k-salg&#;nlar&#; yaratt&#; diye), bir konunun öneminin ortaya ç&#;kt&#;&#;&#; sonucu, —bu sonuç, incelenmeye, inceleyici ve dikkatli tine, ölçülmez derecede ket vurmu&#;tur. &#;ehitler, do&#;rulu&#;a zarar vermi&#;lerdir. Bugün bile, en s&#;radan tarikatç&#;l&#;&#;&#;n sayg&#;n bir san elde etmesi için tek bir kaba kovu&#;turmaya u&#;ramas&#; yetiyor. —Ne yani? birisi onun için ya&#;am&#; terkediyor diye, bir&#;eyin de&#;erinde bir de&#;i&#;iklik mi meydana geliyor? —Sayg&#;n hale gelmi&#; bir yan&#;lg&#;, bir ek ayart&#;c&#; etki kazanm&#;&#; bir yan&#;lg&#;d&#;r : san&#;yor musunuz ki, siz Tanr&#;bilimci Efendiler, yalanlar&#;n&#;z için &#;ehitler yaratman&#;za izin verece&#;iz? —Bir konunun geçerli&#;ini ortadan kald&#;rman&#;n yolu, onu sayg&#;yla rafa kald&#;rmakt&#;r, —tanr&#;bilimcileri ortadan kald&#;rman&#;n yolu da budur Bütün kovu&#;turucular&#;n dünya - tarihsel budalal&#;klar&#;, tam da dü&#;man&#; olduklar&#; konuya sayg&#;nl&#;k görünümünü kendi elleriyle kazand&#;rmalar&#;d&#;r, —ona &#;ehitli&#;in ola&#;anüstü çekicili&#;ini hediye etmekle Bugün bile, kad&#;nlar, bir yan&#;lg&#;n&#;n önünde diz çöküyorlar, çünkü birisi onlara birisinin bunun için çarm&#;hta öldü&#;ünü söylemi&#;. Ya peki çarm&#;h bir kan&#;tlama m&#;d&#;r — — Bu konuda ise, tek biri var, bütün bu konularda as&#;l sözü söyleyen, binlerce y&#;ld&#;r söylenmesi gerekli sözleri söyleyen, — Zerdü&#;t.

Kanla i&#;aretler yazarlar yürüdükleri yolda, ahmakl&#;klar&#; da onlara ö&#;retir ki, ki&#;i kanla hakikati kan&#;tlar.

Oysa kan, en kötü tan&#;&#;&#;d&#;r hakikatin; kan, en saf ö&#;retiyi bile zehirler, yürek ç&#;lg&#;nl&#;&#;&#;na, yürek nefretine dönü&#;türür.

Ve birisi ö&#;retisi için ate&#;in içinden geçse, —neyi kan&#;tlar ki bu? Çok daha önemlisi, kendi yang&#;n&#;ndan kendi ö&#;retisinin ç&#;kmas&#;.

Ki&#;i aldanmaya kap&#;lmamal&#;: büyük tinliler, ku&#;kucudurlar. Zerdü&#;t bir ku&#;kucudur. Güçlülük, tinin kuvvetinden ve üstkuvvetinden gelen özgürlük, kendini skepsis yoluyla kan&#;tlar. Kan&#;lara varm&#;&#; insanlar, de&#;erlilik ve de&#;ersizlik konusunda söz konusu bile olmazlar Kan&#;lar tutsakl&#;klard&#;r. &#;u, yeterince uza&#;&#; göremez; bu, kendi alt&#;n&#; göremez : oysa de&#;er ve de&#;ersizlik konusunda söz sahibi olmak için, ki&#;inin be&#;yüz kan&#;y&#; kendi alt&#;nda görmesi gerekir, — ard&#;nda görmesi gerekir Bir tin, büyük &#;eyler istiyorsa; bunlara ula&#;man&#;n yolunu da istiyorsa, zorunlu olarak ku&#;kucudur. Her türlü kan&#;dan ba&#;&#;ms&#;zl&#;k, güçlülü&#;e aittir, özgürce görebilmeye Büyük tutku, bu tinin varl&#;&#;&#;n&#;n temeli ve gücü, kendi oldu&#;undan daha ayd&#;nl&#;k, daha despotça, onun bütün dü&#;ün gücünü eline al&#;r; kut-d&#;&#;&#; araçlar için bile yüreklendirir; belirli ko&#;ullarda kan&#;lar edinmesine bile izin verir. Araç olarak kan&#;lar: ki&#;i birçok &#;eye bir kan&#; arac&#;l&#;&#;&#;yla ula&#;&#;r. Büyük tutku, kan&#;lar&#; kullan&#;r, harcar; onlara boyun-e&#;mez, —bilir, kendisinin egemen oldu&#;unu. —Ters taraftan : &#;nanma gereksinimi, herhangi bir ko&#;ulsuz Evet ya da Hay&#;r gereksinimi, Carlyle'c&#;l&#;k, bir zay&#;fl&#;k gereksinimidir, inançl&#; insan, her türden «inanan», zorunlu olarak ba&#;&#;ml&#; insand&#;r, — kendini amaç olarak koyamayan, genel olarak kendi kendinden hareketle amaç koyamayan biri, «Mümin», kendine ait de&#;ildir, o ancak araç olabilir, onun kullan&#;lmas&#; gerekir, kendisini kullanacak birisini gerekser. Onun içgüdüsü, bir kendiliksizle&#;me ahlak&#;na en büyük onuru tan&#;r: her&#;ey, onu bu ahlaka ba&#;lar —kurnazl&#;&#;&#;, deneyimi, kendini be&#;enmi&#;li&#;i. Her inanc&#;n kendisi, bir kendiliksizle&#;me, bir kendine yabanc&#;la&#;ma ifadesidir Büyük ço&#;unluk için zorlanman&#;n; yüksek bir anlamda kölelik gibi bir kendi d&#;&#;lar&#;ndan onlar&#; ba&#;layan ve yerlerinde tutan düzenleyicinin ne denli gerekli oldu&#;u; köleli&#;in de, isteme yetisi zay&#;f insan&#;n, özellikle kad&#;n&#;n serpilip ba&#;ar&#;l&#; olmas&#;n&#;n ilk ve. son ko&#;ulu oldu&#;u göz önüne getirilirse, o zaman, kan&#;lar da, «inanç» da, anla&#;&#;l&#;r. Kan&#;l&#; insan, belkemi&#;ini kan&#;da bulur. Birçok &#;eyi. görmemek, hiçbir konuda yans&#;z olmamak, her konuda yanda&#;l&#;k etmek, bütün de&#;erler konusunda kesinkes ve zorunlu bir optik sahibi olmak —bunlar, böyle bir tür insan&#;n genel olarak varolabilmesini belirleyen ko&#;ullard&#;r. Oysa, bu ko&#;ullarda, bu tür insan, do&#;ruluklu insan&#;n—do&#;rulu&#;un kendisinin kar&#;&#;t&#;, dü&#;man&#;d&#;r inanan, neyin «do&#;ru» oldu&#;u neyin olmad&#;&#;&#; sorusu için herhangi bir vicdan sahibi olmakta özgür de&#;ildir: bu noktada dürüst olsayd&#;, bu onun bat&#;&#;&#; olurdu Patolojik olarak belirlenmi&#; opti&#;i, kan&#;ya varm&#;&#; ki&#;iyi fanatik haline sokar —Savonarola, Luther, Rousseau, Robespierre, Saint - Simon— güçlü, özgürle&#;mi&#; tinin kar&#;&#;t tipi. Ama, bu hasta tinlerin, bu kavramsal saral&#;lar&#;n büyük gösteri&#;lilikleri, büyük kitle üzerinde etkili olur,—fanatikler pitoresktirler, insanl&#;k da nedenler i&#;itmekten çok, gösteri seyretmekten ho&#;lan&#;r

—Kan&#;n&#;n, «inanma»n&#;n psikolojisinde bir ad&#;m daha. Kan&#;lar do&#;rulu&#;un yalanlardan daha büyük dü&#;manlar&#; olmas&#;n sak&#;n, sorusunu göze al&#;p ortaya at&#;&#;&#;m, epeydir (&#;nsanca, Pek &#;nsanca, s. []). Bu kez de karar verici soruyu soruyorum: yalan ile kan&#; aras&#;nda herhangi bir kar&#;&#;tl&#;k var m&#;? —Bütün dünya oldu&#;una inan&#;yor; ama bütün dünya daha nelere inanm&#;yor ki! —Herbir kan&#;n&#;n, kendi tarihi, ilk biçimleri, denemeli yan&#;lmal&#; kavranmalar&#; vard&#;r: önceleri uzun bir süre hiç de kan&#; de&#;ilken, sonradan, daha da uzun bir süre pek de kan&#; olmayan bir hale, en sonunda da kan&#; haline gelir. Acaba —kan&#;n&#;n bu ilk kuluçkal&#;k biçimleri aras&#;nda yalan da yok muydu? —Bu arada gerekli olan da yaln&#;zca ki&#;ilerin de&#;i&#;mesiydi: Babada henüz yalan olan, o&#;ulda kan&#; haline gelirdi. —Yalan dedi&#;im de &#;udur: ki&#;inin, gördü&#;ü bir&#;eyi görmemi&#; olmay&#; istemesi, gördü&#;ü bir&#;eyi öyle görmemi&#; olmay&#; istemesi: yalan&#;n tan&#;k önünde ya da tan&#;ks&#;z olmas&#; önemli de&#;ildir. En yayg&#;n yalan, ki&#;inin kendi kendine söyledi&#;i yaland&#;r; ba&#;kalar&#;na yalan söylemek, göreceli olarak ender bir durumdur. —imdi, bu görmü&#; oldu&#;unu görmemi&#; olmay&#; istemek, onu öyle görmemi&#; olmay&#; istemek, herhangi bir anlamda yantutman&#;n neredeyse ilk ko&#;uludur: yan tutan insan, zorunlukla yalanc&#; hale gelir. Alman tarih yaz&#;m&#;n&#;n bir kan&#;s&#;, örne&#;in, Roma'n&#;n bir despotluk yönetimi oldu&#;u, Germenlerin de özgürlük havas&#;n&#; dünyaya getirenler oldu&#;udur: bu kan&#;yla bir yalan aras&#;nda ne fark var? Ki&#;i niye hâlâ &#;a&#;&#;yor ki, bütün yanda&#;l&#;klar&#;n, bu arada Alman tarihçilerin de, içgüdüyle, ahlak&#;n büyük sözlerini a&#;&#;zlar&#;na almalar&#;na, —ahlak&#;n, bu tür yanl&#; insan&#;n ona her an gereksinimi oldu&#;undan dolay&#; varl&#;&#;&#;n&#; sürdürdü&#;üne? — «Biz bu kan&#;day&#;z: bütün dünya önünde onu yükleniyoruz, onun için ya&#;&#;yor, onun için ölüyoruz,— kan&#;lar&#; olan her&#;eye sayg&#;!» —Buna benzer &#;eyleri Antisemitlerin bile a&#;&#;zlar&#;ndan i&#;ittim. Tersine, Efendiler! Bir Antisemit, bir ilkeden ç&#;karak yalan söylüyor diye hiç de daha sayg&#;n hale gelmez Rahipler bu konularda daha incedirler ve bir kan&#;n&#;n kavram&#;nda ilkesel, çünkü amaç için gerekli bir yalanc&#;l&#;&#;&#;n bulundu&#;u itiraz&#;n&#; gayet iyi anlayarak, bununla kar&#;&#;la&#;&#;nca, Yahudilerden bu yana, «tanr&#;», «tanr&#;n&#;n iradesi», «tanr&#;n&#;n vahiyi» kavram&#;n&#; ortaya sürme kurnazl&#;&#;&#;n&#; göstermi&#;lerdir. Kant bile, Kesin Buyru&#;u'yla, ayn&#; yolu tuttu: bu noktada onun Ak&#;l'&#; Pratik hale geldi. —Öyle sorular vard&#;r ki, bunlar&#;n do&#;rulu&#;u ve do&#;ru olmamas&#; konusunda karar vermek insan&#;n elinde de&#;ildir; bütün yüksek sorular, bütün yüksek de&#;er sorunlar&#;, insan akl&#;n&#;n ötesindedir Akl&#;n s&#;n&#;rlar&#;n&#; kavramak — budur ilkin sahici felsefe Tanr&#; insana niye vahiy indirdi? Tanr&#; gereksiz, bo&#; bir i&#; yapabilir mi? insan kendili&#;inden iyi ve kötünün ne oldu&#;unu bilemez, tanr&#; bu yüzden ona kendi iradesini gösterdi Ç&#;kar&#;lacak ders: rahip yalan söylemiyordur, —onun söz konusu etti&#;i &#;eyler üzerine «do&#;ru» ya da «do&#;ru de&#;il» sorular&#;, yalan söylemeye hiç mi hiç elvermez. Çünkü yalan söyleyebilmek için, burada neyin do&#;ru oldu&#;una karar verebilmek gerekir. Oysa insan tam da bunu yapamaz; böylece, rahip tanr&#;n&#;n sözcüsüdür sadece —Böylesine bir rahipçe ak&#;lyürütme hiç de yaln&#;zca Yahudice ve Hristiyanca de&#;ildir; yalan söyleme hakk&#; ve «vahiy» kurnazl&#;&#;&#;, rahip tipine ait bir özelliktir, décadence, rahipleri kadar putatapanlar&#;n rahiplerine de (—putatapanlar, ya&#;ama Evet diyenlerdir, onlar için «tanr&#;», bütün &#;eylerin büyük Evet'idir). —«Yasa», «tanr&#;n&#;n iradesi», «kutsal kitap», «ilham» —hepsi yaln&#;zca, rahibin güce ula&#;mak için, gücünü ayakta tutmak için gereksedi&#;i ko&#;ullar&#; niteleyen sözcükler,—bu kavramlar bütün rahip örgütlerinin, bütün rahipçe ya da felsefi - rahipçe iktidar kurulu&#;lar&#;n&#;n temelinde yatar. «Kutsal yalan» —Konfiçyus'a, Manu Yasalar Kitab&#;'na, Muhammed'e, Hristiyan Kilisesine ortakt&#;r — : Platon'da da eksik de&#;ildir. «Hakikat burada» : bu söylenince, orada bir rahip, yalan söylüyor demektir

—Sonunda önemli olan, hangi amaç için yalan söylendi&#;idir. Hristiyanl&#;kta «kutsal» amaçlar&#;n eksik olmas&#;d&#;r, benim onun araçlar&#;na itiraz&#;m. Yaln&#;zca fena amaçlar: ya&#;am&#;n zehirlenmesi, yalanlanmas&#;, yads&#;nmas&#;, bedenin horgörülmesi, insan&#;n günah kavram&#; yoluyla de&#;ersizle&#;tirilmesi ve kendi kendini karg&#;&#;lar hale getirilmesi — dolay&#;s&#;yla, araçlar&#; da fena. — Manu Yasalar Kitab&#;'n&#; tam tersi bir duyguyla okuyorum, kar&#;&#;la&#;t&#;r&#;lamaz ölçüde tinsel ve üstün bir yap&#;t, ki bunun ad&#;n&#; &#;ncil'inkiyle birlikte anmak bile tine kar&#;&#; bir günah olurdu. Ki&#;i hemen sezinliyor: bu kitab&#;n ard&#;nda, içinde, gerçek bir felsefe var, yaln&#;zca kötü kokulu bir hahaml&#;k Ve bat&#;l inanç Yahudili&#;i de&#;il, —en &#;&#;mar&#;k psikolog bile di&#;ine göre bir&#;ey buluyor içinde En önemlisi de, bu kitapla her türden &#;ncil aras&#;ndaki temel fark: soylu katmanlar, filozoflar ve sava&#;ç&#;lard&#;r burada, bu kitapla ellerini sürünün üstünde tutanlar; heryerde soylu de&#;erler, bir tamamlanm&#;&#;l&#;k duygusu, ya&#;ama bir Evet, zafer kutlayan bir kendisinden ve ya&#;am&#;ndan ho&#;nutluk duygusu, — güne&#; par&#;ld&#;yor bütün kitab&#;n üstünde. —Hristiyanl&#;&#;&#;n konu edinerek kendi dibi bulunmaz baya&#;&#;l&#;&#;&#;n&#; saçt&#;&#;&#; &#;eyler, örne&#;in çocuk yapma, kad&#;n, evlilik, burada ciddiyetle, sayg&#;yla, sevgi ve güvenle ele al&#;n&#;yor. Asl&#;nda, nas&#;l oluyor da çocuklar&#;n ve kad&#;nlar&#;n eline, içinde &#;u a&#;a&#;&#;lay&#;c&#; sözün bulundu&#;u kitab&#; verebiliyoruz: «fahi&#;elik yüzünden herkesin kendi kar&#;s&#; ve herkesin kendi erke&#;i olsun : &#;ehvet çekmektense görücüye ç&#;kmak evlâd&#;r»? Ve insan&#;n do&#;u&#;u, immaculata conceptio kavram&#;yla Hristiyanla&#;t&#;r&#;ld&#;kça, yani kirletildikçe, ki&#;i hâlâ Hristiyan olmay&#; sürdürebilir mi? Manu Yasalar Kitab&#;'ndan ba&#;ka, kad&#;na onca incelikli ve iyilikli &#;eylerin söylendi&#;i bir kitap bilmiyorum; bu ya&#;l&#; k&#;rsakall&#;lar ve kutsal ki&#;iler, kad&#;nlara kar&#;&#; belki de a&#;&#;lmam&#;&#; nezakette bir davran&#;&#; biçimine sahipler. Bir yerde, &#;öyle deniyor: «Kad&#;n a&#;z&#;, k&#;z gö&#;sü, çocuk duas&#;, kurban duman&#;, bunlar herzamah temizdir.» Bir ba&#;ka yer: «güne&#;in &#;&#;&#;&#;&#;ndan, ine&#;in gölgesinden, havadan, sudan, ate&#;ten ve bir k&#;z&#;n nefesinden daha temiz &#;ey yoktur.» Son bir yer —belki de. kutsal bir yalan, ayn&#; zamanda—: «gövdenin, göbek üstündeki bütün delikleri temiz, bütün alt&#;ndakiler de pistir. Yaln&#;zca k&#;zlar&#;n bütün bedeni temizdir.»

Ki&#;i, Hristiyanca amac&#; bir kez Manu Yasalar Kitab&#;'n&#;n amac&#;yla kar&#;&#;la&#;t&#;r&#;p ölçünce, Hristiyan araçlar&#;n in flagranti kut-d&#;&#;&#;l&#;&#;&#;n&#; yakalay&#;veriyor, —bu kocaman amaç kar&#;&#;tl&#;&#;&#;n&#;n üstüne güçlü bir &#;&#;&#;k tutunca. Hristiyanl&#;&#;&#; ele&#;tirenlerin elinde de&#;ildir onu horgörülesi bir&#;ey haline sokmak. —Manu gibi bir Yasalar Kitab&#;, her iyi yasa kitab&#;n&#;n izledi&#;i yolla ortaya ç&#;kar: uzun yüzy&#;llar&#;n deneyimini, kurnazl&#;&#;&#;n&#; ve deneysel ahlak&#;n&#; özetler; defteri kapat&#;r, art&#;k bir&#;ey yaratmaz. Bu tür bir hukuksal metinle&#;menin ön ko&#;ulu, yava&#; yava&#; ve pahal&#; bir biçimde kazan&#;lm&#;&#; bir hakikate yetke yaratma araçlar&#;n&#;n, bu hakikati kan&#;tlamak için gerekli araçlardan temelden farkl&#; oldu&#;unun sezgisidir. Bir yasa kitab&#; hiçbir zaman bir yasan&#;n yararlar&#;n&#;, temellerini, ortaya ç&#;k&#;&#; tarihinin nedenselli&#;ini anlatmaz : bunu yapsayd&#;, yasaya boyune&#;ilmesinin önko&#;ulu olan buyurucu tondan, «mal&#;s&#;n»dan taviz vermi&#; olurdu. Sorun da tam buradad&#;r. —Bir halk&#;n geli&#;mesinin belirli bir noktas&#;nda, o halk&#;n en geni&#; bak&#;&#;l&#;, yani geriyi ve ileriyi en iyi gören metni, ya&#;amda uyulmas&#; gereken —yani ancak ona uyularak yasana bilecek — deneyimi, olmu&#;-bitmi&#;, tamamlanm&#;&#; ilan eder. Hedefi, deney ça&#;lar&#;n&#;n ve kötü deneyiminin sonuçlar&#;n&#;, olabildi&#;ince zengin ve tam olarak ortaya koymakt&#;r. Bu yüzden, art&#;k her&#;eyden önce kaç&#;n&#;lmas&#; gereken, de&#;erlerin daha da ileri denenmesi; ak&#;&#;kan, belirsiz durumlar&#;n&#;n sürüp gitmesi, de&#;erlerin in infmitum s&#;nanmas&#;, seçilmesi, ele&#;tirilmesidir. Buna kar&#;&#; çifte bir duvar örülür: &#;lkin vahiy duvar&#;; yani bu yasalar&#;n ak&#;lsall&#;&#;&#;n&#;n, insandan kaynaklanmad&#;&#;&#;, yava&#; yava&#; ve s&#;naya yan&#;la aran&#;p bulunmad&#;&#;&#;, tersine, tanr&#;sal bir kaynaktan, bütün, tamamlanm&#;&#;, tarihsiz olarak, bir arma&#;an olarak, bir mucize olarak, salt bildirilmi&#; oldu&#;u iddias&#; Sonra da, gelenek duvar&#;; yani, yasan&#;n zaten en eski zamanlardan beri varoldu&#;u, ondan &#;üphe etmenin, atalara sayg&#;s&#;zl&#;k etmek, suç i&#;lemek oldu&#;u iddias&#;. Yasan&#;n yetkesi, kendisini &#;u savlarla temellendirir: Tanr&#; yasay&#; vermi&#;, atalar da onu ya&#;am&#;&#;lard&#;r. —Böyle bir i&#;lemin yüksek ak&#;lsall&#;&#;&#;, do&#;ru oldu&#;u tan&#;nm&#;&#; (yani çok s&#;k&#; bir elekten geçirilmi&#; upuzun bir deneyim yoluyla kan&#;tlanm&#;&#; ) ya&#;am biçimi kar&#;&#;s&#;nda, bilinci, ad&#;m ad&#;m geriletmek hedefini güder: öyle ki, tam bir içgüdü otomatizmine —ya&#;am sanat&#;ndaki her türden ustal&#;&#;&#;n, her türden yetkin ligin bu önko&#;uluna— ula&#;&#;ls&#;n. Ortaya Manu türünden bir yasa kitab&#; koymak demek, halk&#; bundan böyle usta olmaya, yetkin olmaya yöneltmek demektir, —en yüksek ya&#;am sanat&#;na özendirmek. Bunun için de ya&#;am&#;n bilinçsiz hale getirilmesi gerekir: bu, her kutsal yalan&#;n amac&#;d&#;r. Kastlar düzeni, en üst, egemen yasa, yaln&#;zca en üst düzeyde bir do&#;a düzeninin, do&#;a yasall&#;&#;&#;n&#;n kutsalla&#;t&#;r&#;lmas&#;d&#;r; bunun üzerinde de hiçbir tikel istemin, hiçbir «modern dü&#;ünce »nin sözü geçmez. Her sa&#;l&#;kl&#; toplumda, kendilerini kar&#;&#;l&#;kl&#; belirleyerek, fizyolojik olarak ayr&#;&#;m&#;&#; yönelimleri olan üç tip belirginle&#;ir; bunlardan her birinin kendi sa&#;l&#;kl&#;l&#;k ko&#;ullar&#;, kendi çal&#;&#;ma alan&#;, kendi yetkinlik duygusu ve ustal&#;k türü vard&#;r. Manu de&#;il, do&#;ad&#;r a&#;&#;rl&#;kl&#; olarak tinsel olanlar&#;, a&#;&#;rl&#;kl&#; olarak kas ve sinir konumlar&#; güçlü olanlar&#; ve ne birinde ne de ötekinde sivrilmeyen üçüncüleri, ortalamalar&#; biribirlerinden ay&#;ran, —sonuncular büyük ço&#;unluk, birinciler seçme az&#;nl&#;k. En üst. kast —bunlara en azlar ad&#;n&#; veriyorum—, yetkinlerin kast&#; olarak en azlar&#;n ayr&#;cal&#;kl&#; haklar&#;na sahiptir: mutlulu&#;u, güzelli&#;i ve iyili&#;i yeryüzünde temsil etmek, bu ayr&#;cal&#;klar aras&#;ndad&#;r. Ancak en tinsel insanlara izin verilmi&#;tir, güzelli&#;e sahip olmalar&#;, güzel olmalar&#; için: iyilik, yaln&#;zca onlarda zay&#;fl&#;k de&#;ildir. Pulchrum est paucorum hominum: iyilik bir ayr&#;cal&#;kt&#;r. Buna kar&#;&#;l&#;k, onlarda en az kabul edilecek &#;eyler, çirkin davran&#;&#;lar ya da karamsar bir bak&#;&#;, çirkinle&#;tiren bir gözdür—, ya da &#;eylerin toptan görünümleri kar&#;&#;s&#;nda bir k&#;zg&#;nl&#;k. K&#;zg&#;nl&#;k &#;andala'n&#;n ayr&#;cal&#;&#;&#;d&#;r; ayn&#; &#;ekilde, karamsarl&#;k da. «Dünya yetkindir —böyle konu&#;ur tinsel olanlar&#;n içgüdüsü, Evetleyici içgüdü —: yetkin olmayan ne varsa, bizim alt&#;m&#;zdaki her&#;ey, mesafe, mesafe tutkusu, hatta &#;andala'n&#;n kendisi de bu yetkinli&#;in birer parças&#;d&#;r» En tinsel insanlar, en güçlüler olarak, mutluluklar&#;n&#;, ötekilerin kendi bat&#;&#;lar&#;n&#; bulabilecekleri yerlerde bulurlar: labirentte, kendine ve ba&#;kalar&#;na sertlikte, denemede; onlar&#;n hazz&#;, kendi kendilerini zora ko&#;makta yatar: askerlik, onlarda do&#;a olur, gereksinim olur, içgüdü olur. Zor görevi ayr&#;cal&#;k sayarlar, yüklerle oynamay&#;, ötekileri dize getirmeyi, dinlenmeBilgi —bir askerlik biçimi. —Onlar, en sayg&#;n insan türüdür : bu, onlar&#;n en ne&#;eli, en sevimli tür olmalar&#;n&#; d&#;&#;ar&#;da b&#;rakmaz. Onlar egemendirler, istediklerinden dolay&#; de&#;il, varolduklar&#;ndan dolay&#;; onlar&#;n elinde de&#;ildir, ikinciler olmak. — ikinciler: bunlar, hakk&#;n bekçileri, düzenin ve güvenli&#;in koruyucular&#;d&#;r, bunlar soylu sava&#;ç&#;lard&#;r; her&#;eyden önce de Kral'd&#;r bu; sava&#;ç&#;n&#;n, yarg&#;c&#;n ve yasay&#; ayakta tutan&#;n en yüksek formülü. &#;kinciler, tinsellerin uygulay&#;c&#;lar&#;d&#;r, onlara en yak&#;n olanlar, egemenlik i&#;inin kaba yanlar&#;n&#; onlardan al&#;p üstlenenler, —onlar&#;n izleyicileri, sa&#; elleri, en iyi ö&#;rencileri. —Bütün bunlarda, bir kez daha söyleyelim, hiçbir istenmi&#;lik, hiçbir «yapma» yoktur; ba&#;ka tür1ü olan&#;d&#;r, yapma olan, —o zaman da do&#;aya haks&#;zl&#;k yap&#;l&#;rKastlar düzeni, düzeyler düzeni, yaln&#;zca ya&#;am&#;n kendi en üst yasas&#;n&#; formüle eder; bu üç tipin ay&#;rdedilmeleri toplumun ayakta tutulmas&#; için, daha yüksek ve en yüksek tiplerin olanakl&#; k&#;l&#;nmas&#; için zorunludur, —hak e&#;itsizli&#;idir, genel olarak haklar&#;n varolmas&#;n&#;n ilk ko&#;ulu. —Bir hak, bir ayr&#;cal&#;kt&#;r. Kendi varl&#;k türü içinde, her birinin kendi ayr&#;cal&#;klar&#; vard&#;r. Ortalamalar&#;n ayr&#;cal&#;kl&#; haklar&#;n&#; küçümsemeyelim. Yükseklere do&#;ru, ya&#;am gittikçe sertle&#;ir, —so&#;uk artar, sorumluluk artar. Yüksek bir kültür, bir piramittir: ancak geni&#; bir taban üzerinde durabilir, ilk varsaymas&#; gereken, güçlü ve sa&#;l&#;kl&#; olarak bütünle&#;mi&#; bir ortalamal&#;kt&#;r. El i&#;leri, ticaret, tar&#;m, bilim, sanatlar&#;n büyük bölümü, tek sözcükle meslek etkinliklerinin bütün hepsi, ancak bir ortalama yapabilme ve arzulama ile ba&#;da&#;&#;r; böyle bir&#;ey, istisnalar aras&#;nda yersiz dü&#;erdi, bunun için gerekli olan içgüdü, hem aristokratl&#;&#;&#; hem de anar&#;istli&#;i çelerdi. Ki&#;inin bir kamu yarar&#; olmas&#;, bir di&#;li, bir i&#;lev olmas&#;n&#;n, do&#;al bir belirlemesi vard&#;r: toplum de&#;il, en büyük ço&#;unlu&#;un yetisine sahip oldu&#;u mutluluk türüdür, onlar&#; zeki makinalar yapan. Ortalamalar için, ortalama olmak bir mutluluktur; tek bir &#;eyde ustal&#;k, do&#;al bir içgüdünün uzmanl&#;&#;&#;. Derin bir tin, ortalamal&#;&#;&#; kendi ba&#;&#;na bir itiraz konusu olarak görmeyi kendine lay&#;k saymazd&#;. Ortalamal&#;k, istisnalar&#;n varolabilmesinin ilk zorunlu&#;udur: yüksek bir kültürü belirleyen odur. istisnai insan, tam da ortalamalara yumu&#;ak bir tav&#;rla, olduklar&#; gibi ve. kendisinin de e&#;itleriymi&#; gibi davran&#;yorsa, bu salt bir yürek nezaketi de&#;ildir, —onun ödevidir bu Bugünün sürü sürücüleri aras&#;nda en nefret etti&#;im hangisi? Sosyalist sürücüler, &#;andala havarileri, i&#;çinin içgüdüsünü, hazz&#;n&#;, yetinme duyusunu, kendi küçük varl&#;klar&#;yla birlikte gömen, —onu k&#;skanç k&#;lan, ona kin ö&#;reten Haks&#;zl&#;k hiçbir zaman hak e&#;itsizli&#;inde yatmaz, «e&#;it» hak iddias&#;nda yatar Kötü nedir? Zaten söylemi&#;tim bunu: zay&#;fl&#;ktan, k&#;skançl&#;ktan, kinden do&#;an her&#;ey. —Anar&#;ist ile Hristiyan&#;n kökenleri, birdir

Sahiden de, fark yaratan, hangi amaç için yalan söylendi&#;i : bununla ki&#;inin bir&#;eyi korudu&#;u mu, y&#;kt&#;&#;&#; m&#;. Hristiyan ile. Anar&#;ist aras&#;nda tam bir e&#;itlik kurulabilir: bunlar&#;n amac&#;, içgüdüsü, ancak y&#;kmaya yönelir. Bunun kan&#;t&#;n&#; görmek için de tarihe bakmak yeter: iç buland&#;r&#;c&#; bir aç&#;kl&#;kla yat&#;yor bu kan&#;t tarihte Biraz önce bir dinsel yasama biçimini tan&#;d&#;k; bunun amac&#;, ya&#;am&#;n serpilmesinin en üst ko&#;ulu olarak, büyük bir toplum örgütlenmesini «bengile&#;»tirmekti, Hristiyanl&#;k ise, tam da içinde ya&#;am serpiliyor diye, böyle bir örgütlenmenin sonunu getirmeyi kendine misyon edindi. Orada, uzun deney ve belirsizlik zamanlar&#;n&#;n ak&#;lc&#; sonuçlar&#;, en uzaktaki yararlar için ortaya konacak, bunlar&#;n ürünleri olabildi&#;ince büyük, zengin, yetkin olarak hasadedilecekti: buradaysa, tersine, hasat ak&#;amdan sabaha zehirlenecek Aere perennius ayakta duran bir&#;ey, Imperium Romanum, o zamana dek zor ko&#;ullar alt&#;nda ula&#;&#;lm&#;&#; en yüce örgütlenme biçimi, onunla kar&#;&#;la&#;t&#;r&#;l&#;nca daha önceki, ve daha sonraki her&#;eyin bölük-pörçüklük, beceriksizlik, dikkatsizlik oldu&#;u biçim, —o kutsal anar&#;istler, «dünya»y&#;, yani Imperium Romanum'u y&#;kmay&#; kendilerine bir «iyi yürekli dinibütünlük gere&#;i» edindiler, ta&#; üstünde ta&#; kalmayas&#;ya, —hatta, Cermenler ve ba&#;ka ayaktak&#;mlar&#; onun üzerinde egemen olas&#;ya Hristiyan ve Anar&#;ist : ikisi de décadent, ikisi de bozucu, zehirleyici, güdükle&#;tirici, kan emici yoldan ba&#;ka biçimde etkide bulunmak elinden gelmeyen, ikisi de, duran, büyüklükle ayakta duran, dayan&#;kl&#;&#;&#; olan, ya&#;ama gelecek vaadeden her&#;eye kar&#;&#; ölümüne nefretin içgüdüsü Hristiyanl&#;k Imperium Romanum'un vampiriydi, —Romal&#;lar&#;n zaman&#; gelmi&#; olan büyük kültür için temel atma çabalar&#;n&#; ak&#;amdan sabaha da&#;&#;t&#;p yok etti. —Hâlâ anla&#;&#;lm&#;yor mu bu? Tan&#;d&#;&#;&#;m&#;z, ve Roma ta&#;ralar&#;n&#;n tarihinin de bize gittikçe daha iyi tan&#;tt&#;&#;&#; Imperium Romanum, bu, yüce üslubun hayran olunas&#; sanat yap&#;t&#;, bir ba&#;lang&#;çt&#;; yap&#;s&#;, biny&#;llar boyunca kendisini kan&#;tlas&#;n diye hesaplanm&#;&#;t&#;, —bugüne dek hiçbir yap&#; böyle kurulmam&#;&#;t&#;r, böylesine sub specie aeterni tarzda yap&#; kurmak hayal bile edilmemi&#;tir! —Bu örgütlenme, kötü imparatorlara bile, dayanabilecek kadar sa&#;lamd&#; : böyle yap&#;larda bireylerin rastlant&#;sall&#;&#;&#; söz sahibi olamazd&#;, —bütün büyük mimarinin ba&#; ilkesi. Ama, en yoz yozla&#;ma biçimine kar&#;&#; yeterince sa&#;lam de&#;ildi, Hristiyana kar&#;&#; Bu gizli solucan, gecede, siste ve anlam kaypakl&#;&#;&#;nda yana&#;arak herkese yap&#;&#;t&#;, herkesin hakiki &#;eylere olan yönelimini, genel olarak gerçekliklerle ilgili içgüdülerini emdi yuttu, bu ödlek, kad&#;ns&#; ve &#;eker tatl&#;s&#; çete, ad&#;m ad&#;m, bu muazzam yap&#;n&#;n «ruhlar&#;»n&#; ona yabanc&#;la&#;t&#;rd&#;, —o de&#;erli, o erkekçe soylu do&#;al&#;lar&#;. Roma'n&#;n davas&#;nda kendi davalar&#;n&#;, kendi yönelimlerini, kendi övünçlerini duyanlar&#;. Böcek yap&#;&#;kanl&#;&#;&#;, manast&#;r gizlili&#;i, cehennem, suçsuzlar&#;n kurban edilmesi, kan içme yoluyla unio mystica gibi karanl&#;k kavramlar, her&#;eyden önce de yava&#; yava&#; kar&#;&#;t&#;r&#;lan kin ate&#;i, &#;andala kininin ate&#;i — bu egemen oldu Roma'ya. daha ilk varolu&#; öncesi biçimlerine kar&#;&#; Epikuros'un sava&#; verdi&#;i din türü. Ki&#;i Lucretius'u okuyunca, Epikuros'un neyle sava&#;t&#;&#;&#;n&#; anlar; putataparl&#;k de&#;il, «Hristiyanl&#;k»t&#; bu, yani, ruhlar&#;n suç kavram&#;yla, ödek kavram&#;yla ve ölümsüzlük kavram&#;yla yozla&#;t&#;r&#;lmas&#;. — Yeralt&#; kültleriyle, bütün gizil Hristiyanl&#;kla sava&#;t&#;, —ölümsüzlü&#;ü yads&#;mak, o zamanlar gerçek bir kurtulu&#;tu. —Ve Epikuros kazanm&#;&#;t&#;. Roma &#;mparatorlu&#;unda sözü edilmeye de&#;er bütün tinler, Epikuros'çuydular: tam o s&#;rada Paulus ç&#;kt&#; ortaya Paulus, Roma'ya kar&#;&#;, «dünya»ya kar&#;&#;, etli canl&#;, deha olmu&#; &#;andala kini, Yahudi, bengi Yahudi par excellence Sezinledi&#;i, Yahudilikten kopmu&#; küçük Hristiyan tarikat hareketi arac&#;l&#;&#;&#;yla nas&#;l bir «dünya yang&#;n&#;m&#;n tutu&#;turulabilece&#;i, «çarm&#;htaki tanr&#;» simgesiyle bütün altta olanlar&#;, bütün gizli gizli ba&#;kald&#;ranlar&#;, imparatorluktaki bütün anar&#;ist kayna&#;malar&#;n miras&#;n&#; biraraya getirerek nas&#;l muazzam bir güç toplanabilece&#;iydi. «Felah Yahudiden gelir.» —Hristiyanl&#;k, her türlü yeralt&#; tap&#;nman&#;n, örne&#;in Büyük Ana, Osiris, Mithras kültlerinin sundu&#;undan daha fazlas&#;n&#; sunman&#;n, —ve onlar&#; toplayarak birle&#;tirmenin formülü: Paulus'un dehas&#;, bu sezgide yatar. Bu konudaki içgüdüsü öylesine kendinden emindi ki, bu &#;andala dinlerinin çekici tasar&#;mlar&#;n&#;, kendi uydurdu&#;u «Mesih»in hakikatine kar&#;&#; giri&#;ti&#;i ac&#;mas&#;z sald&#;r&#;yla onun a&#;z&#;na, yaln&#;z a&#;z&#;na da de&#;il, sokan —onu, bir Mithras rahibinin de anlayabilece&#;i bir hale sokan Paulus &#;am'da ya&#;ad&#;&#;&#; an buydu: birden kavrad&#;, «dünya»y&#; de&#;ersizle&#;tirmek için ölümsüzlük inanc&#;n&#; gereksedi&#;ini, «cehennem» kavram&#;n&#;n Roma üzerinde egemen olabilece&#;ini, —«öte» arac&#;l&#;&#;&#;yla ya&#;am&#;n öldürülebilece&#;ini Nihilist ve Hrist: bunlar uyakl&#;, yaln&#;zca uyakl&#; da de&#;il

Из за большого объема этот материал размещен на нескольких страницах:
6 78

Заказать написание учебной работы

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir